Haber

Doğancan Özadlı (Radyo Viva) Röportajı!
Röportaj

Doğancan Özadlı (Radyo Viva) Röportajı! 

Radyo Viva’nın sabah ve akşam drive time programcısı aynı zamanda 4. Sihirli Mikrofon Radyo Ödüllerinde “Gelecek Vadeden Radyo Programcısı” Ödülüne layık görülen başarılı programcı Doğancan ÖZADLI Radyocular.com’un konuğu oldu. Gerçekleştirilen keyifli sohbette ÖZADLI önemli açıklamalarda bulundu.

  • Doğancan Bey Merhabalar, mikrofonla ve Radyo Viva ile tanışma hikayenizi bizimle paylaşır mısınız?

Tamamen tesadüfler üzerine başlayan bir hikayem var benim. 13 yaşındayken video montaj merağımı yönetmenlerden bi’şeyler kapıp geliştirebilmek ümidiyle Number1 TV’ye gittim ve tam olarak o gün kader ağlarını benim için örmeye başladı 🙂 Yönetmen ekibinin çok yoğun olduğu bir döneme denk geldiğimden beni yine aynı medya grubunda olan Radyo Klas ve Number1 FM’e asistan olarak yönlendirdiler. Birden kendimi radyo stüdyosunda buldum. Şaşkın şaşkın olan biteni anlamaya çalışırken kendimi o mikrofonunun önünde hayal ettim ve neyse ki şans benden yana oldu ve o mikrofondan bi’şeyler söylemem çok zaman almadı. Orada asistanlık yaparken yerel bir radyoda 6 ay kadar yayın yaptım. Klas’taki yayın yönetmenim, şimdilerin en başarılı radyo pr’cılarından Cenk Alptekin “e oldun sen artık, gel burda başla yayına” diyince serüvenim de başlamış oldu. 7 yıl kadar orada derdimi anlattıktan sonra son 4 senedir de Radyo Viva’da yayın hayatım devam ediyor.

 

  • Radyo ve radyoculuğun sizdeki önemini öğrenebilir miyiz?

Radyo benim hayatım. Eğer bu işi yapmasaydım benliğimi nasıl bulurdum, gerçekten düşünemiyorum bile. İş hayatlarında genellikle kötü zamanlarda, mutsuzken pek işe yanaşılmaz ya; bende o tam tersi işte. Kendimi en keyifsiz hissettiğim zaman dilimlerinde yayında olmak beni iyileştiriyor. Bi nevi terapi gibi. Umarım bu heyecanım uzunca bi süre de devam eder.

 

  • Radyo dışında başka bir işle uğraşıyor musunuz?

Yakın zamanda anı olsun diye bir filmde rol aldım 🙂 Onun haricinde seslendirme yapıyorum ama bir ayağım televizyon projelerinde. 2 sezon yemek yapmayı bilmeyerek yemek programı yaptım 🙂 Güzel, eğlenceli bi deneyimdi. Şimdi de yakın zamanda kendi performansımı tam anlamıyla izleyiciye gösterebileceğim samimi bir programla ekranlarda olma hazırlığındayım.

 

  • Sihirli Mikrofon Radyo Ödüllerin “Gelecek vaad eden radyocu” kategorisinde ödül aldınız. Bu konuyla alakalıda bir kaç cümlenizi almak isteriz.

Ödüller motive edici oluyor haliyle çok mutlu oldum. Dinleyicilerimin desteği işime olan bağlılığımı daha da fazlalaştırıyor. Elbette daim olması daha da şevklendirir.

 

  • Birazda programlarınızdan bahsedelim. Programlarınız hakkında bizlere bilgi verir misiniz?

Sürücü saati olarak adlandırılan sabah 7-9 ve akşam 18-20 saatlerinde yayındayım. Mesleğe erken başlamanın avantajı; kendimi, uslubumu erkenden bulabildim. Bu noktaya gelinceye kadar biraz zorlu ve sancılı bir süreçten geçtim ama şimdilerde çalıştığım radyomun, radyonun en çok dinlenen iki yayın saatini de bana emanet etmesi sanırım doğru yoldasın dedirtiyor 🙂 Yayınımın büyük bölümü dinleyicilerimle interaktif bir şekilde ilerliyor. Bol bol telefon bağlantısıyla güne başlarken ve günü bitirirken biraz daha stresten uzak, eğlenceli zaman geçirmeye çalışıyoruz. Çoğul konuşuyorum çünkü programıma hazırlanıp katılan bi dolu dinleyicimin hakkını yiyemem. Kurgu ve çalışılmış esprilerdense her şeyin o an yayında gelişiyor olması da daha çok güldürüyor. Bir bakıma durum komedisi.

 

  • Programlarınızda olmazsa olmaz dediğiniz neler var? Çaldığınız sanatçı, yaptığınız bi köşe vs. vs.

Yayınlarımda genellikle hareketli şarkılar çalıyorum ve akışım sadece günümüz popüler şarkılarından oluşmuyor. 90’lar türkçe popu da duyabiliyorsunuz, herkesin bağırarak eşlik etmek isteyeceği güzel bir türküyü de. Müzik akışı dışında son aylarda kendiliğinden oluşan “Kına Gecesi” diye bir bölümüm var 🙂 Rastgele bir telefon bağlantısı alıyorum ve telefondaki dinleyicim erkek de olsa kadınmış gibi konuşup kına gecesinde pistte bir yandan oynayıp bir yandan benimle gelinin dedikodusunu yapan biriymiş gibi konuşuyor. Fazlaca eğlendiğimizden dinleyicilerimle bu aralar takıntımız kına gecesi 🙂

 

  • Geçmişten günümüze baktığımızda radyolara ve radyoculara verilen değeri nasıl buluyorsunuz?

Ben radyodan kurulan bağların daha samimi olduğunu hissediyorum. Bir televizyon ünlüsünden biraz daha farklı. Çünkü biz radyocular yayında her gün onlarca cümleyle, bir sürü hikayeyle insanların hayatına dokunuyoruz ve o ses tonundan, konuşma tarzından ne kadar samimi, ne kadar yalan olduğun bence çok kolay anlaşılıyor. Bir odanın içinde ağzımızdan çıkanlar hasta yatağındaki birinin yüzündeki gülümseme de oluyor, işe yetişme telaşında olan birinin yol arkadaşı da. Zamanla, dinleyenlerde nasıl bir karaktere sahip olduğunuzu anlıyor haliyle. Son aylarda hem İstanbul hem de şehir dışında yaptığım dinleyici buluşmalarım da da gördüğüm farklı değil. Gaziantep, Konya, Ankara, Şanlıurfa, İzmir, Kayseri ve daha birçok yerde yüzlerce insanın söyleşilerde gözlerimin içine bakarken ki mutluluğu en büyük manevi tatminim oluyor. Diğer radyoları, radyocuları bilemem ama bizim dinleyicilerimiz ilgi ve sevgileriyle verdikleri değeri çok güzel bir şekilde hissettiriyorlar. 🙂

 

  • Radyocular.com hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Radyo için yapılan her iş güzeldir, çünkü radyo özeldir. Başarılarınız daim olsun. Güzel haberlerde görüşmek üzere 🙂

 

Bize değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Related posts

1 Comment

  1. e-Talks’ın Yeni Konuğu Türk Halk Müziği’nin Güçlü Sesi “Kubat” Oldu – Radyo 2000

    […] bol bol müzik dinliyorum, nostalji yapıyorum. Daha çok çocukluk arkadaşlarımızla bol bol sohbet etme fırsatımız oldu bu dönemde. Neredeyse 35 yıldır elimde mikrofon sahnelerdeyim. Aslında […]

Bir yanıt yazın

Required fields are marked *