TRT Radyoları, halkımızın hizmetçisidir
15 Temmuz’da darbecilerin karşısına dikilerek FETÖ’cü hainlerle mücadele eden TRT Radyo Daire Başkanı Amber Türkmen, “Genel Müdürümüzün talimatı ile Cumhurbaşkanımızın çağrısını TV’lerden mikrofonla alıp tüm Türkiye’ye duyurduk. Halkımızın kılavuzu olduk. Hain darbe girişiminin hemen ardından TRT Haber Radyosu’nu kurma kararı aldık” dedi.
Milat Gazetesinden Ezgi Çelik, TRT Radyo Daire Başkanı Amber Türkmen ile gerçekleştirdiği röportajda önemli açıklamalar yer aldı.
İşte o söyleşi;
Radyo, televizyondan da önce hayatımıza girdi ve hala önemini kaybetmedi. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Son zamanlarda internetinde hayatımıza girmesiyle radyo önce televizyon ile daha sonra internetle daha da gücünü kaybetti diyorlar. Ama tam tersi. Radyo, tüm teknolojik gelişmeleri bünyesinde en kolay barındırabilen kitle iletişim aracıdır. Sosyal medyayı, gazeteyi, televizyonu, interneti her türlü iletişim aracını bünyesine çok kolaylıkla alabiliyor. Biz bunun uygulamalarını programlarımızda zaten yaşatıyoruz ve yansıtıyoruz. Ne yapıyoruz mesela? Radyoda görüntü ve görsellikle çok fazla işimiz yok. Dinleyicilerimizle tamamen duygusal birebir bir bağ kuruyoruz. Şu an ayrıca sosyal paylaşım ortamlarının tümünün yanı sıra radyolarda videoları da kullanıyoruz. Nasıl mı? Sabah saatlerinde Kent Radyolarımızda yol durumunu dinleyiciler birbirlerine şu şekilde haberdar ediyorlar. Kent Radyo Ankara’ya ‘Eskişehir yolunda, Samsun yolunda durum bu’ diyerek video çekip gönderiyorlar. Bizde yayınlıyoruz. Bunu televizyonda ya da başka bir mecrada bu kadar kolay yapamazsınız. Bu kadar hızlı olmaz. Radyo extra bir hazırlığa, montaja gerek duymuyor. Sadece içerideki deneyimli yapımcının ve sunucunun süzgecinden anında geçmesi yeterli oluyor.
“En büyük kılavuz radyolar oldu”
Olağan üstü durumlarda radyo yayıncılığı çok önemli. Bu yüzden radyonun önemi, her zaman felaketlerle anılıyor. Nitekim büyük depremlerde olayları ve gelişmeleri radyolarımızdan dinledik. Radyo’yu bunlarla gerekli ve önemli kılmak istemiyorum ama bu anlamda hayati önem taşıdığını eklemeliyim. 17 Ağustos depremini örnek alalım. Elektrik gitti, televizyon yok. İnsanlar araçlarında radyolardan takip etti gelişmeleri. En yakın örneği 15 Temmuz. O hain saldırı da en büyük kılavuz radyolar oldu. Çünkü insanlar Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısını araçlarında radyolardan dinlediler ve bir an önce birbirlerini haberdar ettiler. Yola çıkanlar gelişmeleri dinlemek için radyolarını açtılar. Bizim açımızdan bunun çok gurur verici bir hikayesi var. Ülkemiz hain, alçakça bir saldırıyla karşı karşıyaydı ve kurumumuz işgal edilmişti. CNN Türk’de Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşma yapacağını duyduk ve CNN Türk Televizyonunu açarak önüne mikrofonu koyduk. Televizyondan mikrofon aracığıyla aldığımız yayını tüm TRT radyo kanallarını birbirine bağlayarak bütün Türkiye’ye oradan duyurduk. Bu inanılmaz bir hız gördüğünüz gibi.
Peki, TRT radyolarının bu başarısının sırrı nedir?
Bu büyük bir bileşen ama en önemlisi TRT kurumunun radyo kökenli ve bu işi gerçekten bilen önemseyen bir Genel Müdürünün olmasıdır. İlk defa radyolar bir genel müdür tarafından bu denli önemseniyor ve yolu açılıyor. Onunda dışında 90 yıllık bir birikim söz konusu. Bu yıl TRT radyolarının 90. yılı. Yılların birikimini arkadaşlarımız usta çırak ilişkisiyle birbirlerine aktarıyorlar ve şu an yeni yavru radyomuz ile birlikte Radyo Dairesine bağlı 14 kanalımız var. Bu 14 kanal artık ustalaşmış bir şekilde bu işi yapmakta. Ayrıca diğer radyolarında abi ve abla görevini görüyor. Onlara da kayıtsız kalmıyoruz ihtiyaçlarına cevap veriyoruz. Onlarla birlikte işler de yapıyoruz. Bu ortak çalışmalar sınırlarımız dışına kadar yayılıyor. Düzenli olarak bazı ülkelerin radyolarıyla gerçekleştirdiğimiz ortak yayınlarımız var. Ama bu işin en temelinde radyo sevgisi var. Radyo’ya bağlanmak başka bir şey. Televizyon ya da diğer kitle iletişim araçları gibi değil. Radyo sizinle birebir ilişki kurduğundan artık size ait bir şey haline geliyor ve böyle bir aidiyet geliştiriyorsunuz. İyi işler yapınca bazı saldırılara da maruz kalıyoruz. Geçenlerde yine bir siber saldırı altındaydık. Olmayan şeyleri varmış gibi gösteren, durumu abartan sosyal medya üzerinden bir saldırıya maruz kaldık mesela. Olayın üzerinden yarım saat geçmemişti ki dinleyicilerimiz ‘TRT radyolarının yanındayız’ diyerek bertaraf etti konuyu. Dinleyicilerimiz TRT radyolarına bizden daha da çok sahip çıkarlar. İşimizin ehli de olsak bizde zaman zaman hatalar yapabiliyoruz. Dinleyicilerimiz hepimizden önce fark ederek bizi uyarırlar. Bunu televizyonda yaşayamazsınız.
En son TRT Haber Radyo açıldı. TRT’nin radyo sayısı kaç oldu?
TRT Haber Radyo 16 Ocak’ta test yayınına başladı. TRT Radyoları dinleyiciye 14 kanalla ulaşıyor. Radyo 1, TRT Fm, Radyo 3, TRT Türkü ve TRT Nağme. Bu beş ulusal kanalımızın yanı sıra beş tane de bölge radyomuz var. Trabzon, Erzurum, Diyarbakır, Antalya ve Çukurova Bölge Radyoları. İkinci yaşlarını henüz dolduran üç kent radyomuz TRT Kent Radyo İstanbul, Ankara ve İzmir ve yeni yayın dönemiyle birlikte TRT Radyo Haber. Sayın Genel Müdürümüz Şenol Göka bu konuda talimatlandırmıştı bizleri ama 15 Temmuz sonrası biraz öne aldık. Çünkü, kamuoyu araştırmaları bize gösterdi ki insanlar o gece gerçekten haber yayını yapan radyoları daha çok dinlediler. Bu araştırmaların sonucundan da yola çıkarak biz bir an önce dinleyicimize adil, doğru ve gerçek haberle buluşturacak radyoyu açmak bizim görevimiz diye düşündük. Radyomuzun diğer haber radyolarından şöyle bir farklılığı var: Biz televizyonun yayınını radyodan vermiyoruz. Haber Dairesi Başkanlığımızın ürettiği haberleri radyo diline çeviriyoruz. Yani radyo programcılığı yapıyoruz. Haber radyoculuğu ya da radyo haberciliği diyebiliriz. Kendi kendimize habercilik yapmaya çalışmıyoruz elbette. Bir ekip ile çalışıyoruz. Editörlerin uygun gördüğü şekilde radyo diline çeviriyoruz ve haberleri radyo programcılarına emanet ediyoruz.
“Haber radyoculuğunda TRT’den bir ilk”
TRT Haber Radyo’da haber yayın saati ne şekilde?
Şu anda sabah 7’den gece 12’ye kadar canlı yayınımız sürüyor. Gece 12’de TRT Haber televizyonuna bağlanıyoruz. Ama bu geçici bir süre böyle olacak. Gün içerisindeki programlarımızın tekrarları ile devam edebiliriz. Şu anda vericilerle ilgili düzenlemelerimiz devam ediyor. 39 ildeyiz ama Şubat ayının ortalarında 65 ilde olmayı öngörüyoruz. Asıl yayına geçtiğimizde gece için de haber tadında programlar ile yeni projelerle dinleyicimizi buluşturmayı hedefliyoruz. Şubat ayının sonunda tam olarak oturmuş olur yayın planlamamız diye düşünüyorum. Çünkü biz planlamamızı da ihtiyacı belirleyerek yapıyoruz. Bu süreçte dinleyicilerimizin taleplerine kulak vereceğiz. Dolayısıyla birazda gözleme ihtiyacımız var. Böylece TRT kurumu bir öncülüğe imza atmış oluyor haber radyoculuğu konusunda.
TRT’nin Türk yayıncılığındaki konumunu ve gelecekle ilgili projelerini anlatır mısınız?
Hali hazırda devam eden yeni başladığımız projelerimiz var kanallarımız içerisinde. Kampüs adı altında bir programı biraz önce dinledim. Üniversiteli yayıncı olmak isteyen gençleri çatımız altında toparlayan ve onlara mikrofon uzatan bir program. Onu yakın zaman içerisinde üniversitelere taşımayı planlıyoruz. İnternet radyoculuğu ile ilgili çalışmalarımız var. Yakın tarihte bunu da müjdeleyeceğiz. TRT radyoları uzun zamandır AB grubunda birinci TRT Fm kanalı ile. Bunun sürdürülebilirliğini sağlamak ayrıca bir özen ve emek gerektiriyor. Sayın Genel Müdürümüzün bize açtığı yol sayesinde TRT Radyo çalışanlarının hakkını unutmamak gerekiyor. Her bölümde, her birimde çalışan arkadaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Biliyorumki işlerini gönülden yapıyorlar. Gönülden yaptıkları içinde o dakika yansıması farklı oluyor. Hem dinleyici, hem işin profesyonelleri hemen farklı bir bakış açısı ile sarılıyorlar. Kendilerine ait hissediyorlar. Bunun sonuçlarını da yaşıyoruz.
“İçeride tatbikat var dediler”
15 Temmuz’da ilk hedef alınan kurumdunuz. O gece neler yaşadınız?
Korkunç bir geceydi. Teröre karşı tavrımız net, lanetliyoruz, kınıyoruz. FETO’sü, PKK’sı, DEAŞ’ I, DHKPC’si hepsi kahrolsun ve bitsin. Ama o gece bütün bu cümlelerin ötesinde bir şey yaşandı. Hayat bitti, ülke bitti, vatan elden gidiyor dediğiniz andı. Ne olduğunu anlayamadık bir türlü. Bu ülkede asla darbe yaşanmaz diye düşündüğümüz için maalesef böyle bir hainlikle karşı karşıya kaldığımız aklımızdan geçmedi. Ben o sırada Arı Stüdyosu’ndaydım. Neler olduğunu anlamaya başladığımız dakika önce İstanbul radyosundan bir telefon geldi. İstanbul Radyo Müdürü Cem Temel, ‘Başkanım radyoyu askerler boşaltıyorlar’ diyordu. Konuyu hemen Genel Müdürümüz Şenol Göka’ya arz ettik. Ona da bir gariplik olduğuna ilişkin haberler gelmeye başlamıştı. Genel Müdürümüz İstanbul Radyosunun yayınını kesin talimatını verdi. İçerideki askerlerin haberi olmadan biz yayını kestik ve Ankara’dan yayına devam ettik. Bu arada biz araçlarımıza binerek TRT Genel Müdürlüğüne geldik. Geldiğimizde kurumun etrafında çok fazla insan yoktu. Önce ön kapıdan girmeye çalıştık. Kapıda askerler duruyordu ve ‘Giremezsiniz’ dediler. Arka kapıdan girmek istedik. Orada da yine bir asker ‘Tatbikat var içeride. Alamam’ dedi. Israr ettiğimizde de askerler silahlarını doğrulttular. İnsan o an başka bir akılla düşünüyor. Kurumuna, vatanına, personeline her şeye ciddi bir saldırı var ve bunun için bir şeyler yapmanız gerekiyor. Gerisini düşünmüyorsunuz. Her türlü yolu denemeye çalıştık. Orada bazı barikatlar kurmuşlardı. Acaba onların üzerinden atlasak içeriye girebilir miyiz gibi her şeyi düşündük. İçeriye girsem muhtemelen ya vurulacaktım ya da esir alınacaktım. Ama bunların hiçbirini o an düşünmedim.
“TRT Radyoları halkımızın en büyük hizmetçisidir”
O geceyi asıl Sayın Genel Müdürümüz Şenol GÖKA’ ya sormalısınız. İçeri girmeye çalışıyor bir taraftan bize talimatlar veriyor, bir taraftan da telefonla herkesi haberdar ediyordu. Ben de sürekli tüm radyolarımızla irtibat halindeydim. Yayını İstanbul’dan alıp Ankara’ya vermiştik. Genel Müdürümüz Sayın Başbakanımızın yayına bağlanabileceği ihtimali olduğunu söyledi ve verdiği numaradan hemen aradık telefonun diğer ucunda Sayın Başbakanımızın bir danışmanı vardı ve ilk fırsatta bağlantı sağlayacağımızı söylüyordu. Biraz olsun rahatlamıştım. Hemen arkadaşlarımıza danışmanının numarasını verdim. Hatta beklediler. Fakat Sayın Başbakanımız diğer kanallara da demeçler verdiği için bir türlü bizim radyoya bağlayamadık. O sırada genel müdürümüzden bir haber daha geldi. Sayın Cumhurbaşkanımız CNN Türk’te yayına bağlanacaktı ve şöyle dedi. ‘O bağlantıyı mutlaka yayınlayın’ talimatı verdi. TRT’nin önünde olduğumuz için o sırada hiçbir kaynaktan haber alamıyorduk. Hemen Ankara Radyosunu aradım ve arkadaşlara CNN TÜRK Televizyonunu açın, mikrofonu televizyonun önüne koyun ve bütün kanalları birbirine bağlayarak o konuşmayı yayınlayın dedim. Şükürler olsun ki öyle de oldu ve defalarca o konuşmayı yayınladık. O çağrıya istinaden vatandaşlar sokağa dökülmeye başladı. Bir süre sonra etrafımız insanla dolmaya başladı. Herkes gerçekten tek bir yürek halindeydi. Tanıdık tanımadık herkes tek vücut olmuştu. Sayın Genel Müdürümüz önde, biz arkada halkla birlikte iki saatin sonunda kuruma girdik.
“Birlik ve beraberlik zamanı”
Üzülüyorsunuz tatbiki sizin askeriniz karşınızda size silah doğrultuyor. Çok üzücü bir tablo ile karşı karşıya kaldık. Milletimiz bize o gün gösterdi ki bu vatanı harcamak o kadarda kolay değil. O sebeple gün birlik ve beraberlik günü. Bugünleri gerçek anlamda atlatana kadar birbirimize destek olmamız gerekiyor. TRT radyoları da bu konuda halkımızın en büyük hizmetçisidir. O gece sabaha kadar işgal altında olmasına rağmen görev yerlerini terk etmeyen İstanbul Radyosu, Darbecilerin ısrarlı telefonlarına rağmen o iğrenç bildiriyi okumayan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısını sokaklara ulaştırmayı başaran Ankara Radyosu, ilk dakikalardan itibaren Başkanım biz göreve hazırız Kurumumuzdayız, talimat bekliyoruz diye arayan, mesaj atan İzmir Radyosu ve Bölge Radyolarımız o gece gerçekten görünmeyen kahramanlardı. Ve takip eden günlerde de meydanlardaydılar. Bölge ve Kent Radyolarımız özel yayınlarıyla milletinin yanındaydı.
Gelişmeleri Radyocular.com‘dan takip edebilirsiniz.