Haber

Derman (Radyo Seymen) Röportajı!
Röportaj

Derman (Radyo Seymen) Röportajı! 

Radyo Seymen’de hafta içi her akşam 20:00 – 24:00 saatleri arasında yayın yapan Derman, bu hafta Radyocular.com‘un konuğu oldu. Derman ile yaptığımız özel röportajda önemli açıklamalar yer aldı.

  • Derman’ı kısaca tanıyabilir miyiz?

1981 yılında Amasya’da doğdum. Bana göre dünyanın en güzel yeri Amasya. Orada doğduğum için kendimi hep şanslı olarak gördüm. Üstelik dünyanın en uygar şehirlerinden biri. Bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış sayısız padişahımızın eğitildiği şehzadeler şehri Amasya’m ilk, orta, lise ve İstanbul’da sonrasında Eskişehir Anadolu Üniversitesinde Turizm ve Otelcilik okudum.

  • Derman ilk olarak mikrofonla ne zaman tanıştı?

1995 yılında İstanbul’da Yaz Mevsimini geçirmek maksadıyla başlamıştım Radyo 2000’de. Sonra bütün meslektaşlarım gibi anlatma aşkı beni de şarmıştı, kopamadım.

Sadece yayın değil reklam depertmanında, produksiyonda seslendirme, dublaj derken uzun yıllar bir çok yerel, bölgesel ve ulusal radyolarda görev yaptım. Şuanda Radyo Seymen’de hafta içi her gün 20:00 – 24:00 saatleri arasında yayın yapıyorum.     

  • Radyo Seymen’de yayın hayatınız nasıl başladı?

2008 yılında Avrupa Yakasından tam manasıyla taşınmak ve Anadolu Yakasında hayatımı sürdürmek istiyordum. Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Mustafa Ödübek ağabeyimle eskiden beri tanışıklığımız vardı. Beraber çalışmayı da çok istiyorduk. O zaman İstanbul 98.0 frekansında bulunan KralTürk Radyoda yayındaydım derken 2010 Nisan ayında Radyo Seymen projesi ile alakalı TV işleri, konserler vs. vs. devam ediyordu. Mustafa Ağabeyim konseptten bahsedince çok heyecanlandık ve o heyecanla devam ediyoruz.              

  • Radyo Seymen’de ki yayınlarınız ile ilgili bilgi verir misiniz? 

Yurdun dört bir yanından telefon bağlantılarıyla dinleyicilerden yol, hava, ekonomi durumu ve tarlalardaki ekilmiş ürün mahsüllerine kadar bilgi alıyoruz. Herkes günü bitirmiş olmanın verdiği huzurla açıyor radyolarını.

  • Radyonun sizdeki önemi nedir?

Küçükken radyodan çıkan seslerin içinde yaşayan minik insanlardan geldiğinden şüphelenirdim. Büyüyünce değişti tabii bu düşüncelerim. Zamanla bu düşüncelerim yerini küçük ama dev insanlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü radyo gerçekten çok önemli toplumsal olaylarda veya düşünsenize bir kan anonsu yapıyoruz ve birden yüzlerce insan tam bir duyarlılık gösterip kan vermeye koşuyor. Bence radyo ve radyocular isterse toplumu iyiye güzele ve toplumsal barışa yönlendirebilir. Fikirsel ayrılıkları olan milyonlarca insan bugün evinde, iş yerinde, aracında vs. vs. bir çok yerde radyoyu dinliyor ve hepsi de farklı düşüncelere farklı dinlere ve siyasi görüşlere sahip ama aynı frekansta buluşuyor bu çok önemli bir şey.

  • Radyo programcılığı dışında nelerle uğraşıyorsunuz?

Spora başladım boks harici seslendirme ve dublaj yapıyorum. 3 tane kurumsal firmanın sesiyim. Yoğun bir şekilde çalışıyorum. Boş vaktim yok denecek kadar az.  

  • Geçmişten günümüze baktığımızda radyolara ve radyoculara hak ettiği değer veriliyor mu?

Açıkçası mutfaktan geldiğim için uzun yıllar arka planda da görev yaptığımdan dolayı şuan daha bir iyi ama tabii milyonlara seslenip çayı demliyor olmak ayrı bir ironi tabi akşamları çaycı ablamız evine gidiyor. 🙂             

  • Şuanda radyo piyasasında hoşunuza gitmeyen veya eleştirebileceğiniz konular neler?  

Bak bu konu hakkında uzun uzun yazıp çizebilirim. Gerçekten nahoş durumlar var. Nereden başlasam bilamiyorum ama işin açıkçası çok bir soru. Şöyle diyebilirim ben stüdyonun kapısından içeri girdikten sonra artık benim görevim dinleyenleri eğlendirmek. Bin türlü hayat şartları ile yorgun düşen insanları gülümsetmek. Hatta bazen yayın bittiği zaman yorgunluktan ayakta duramıyorum ama yayındayken nedense hiç yorulmuyorum. Bunca verilen emeğe saygı göstermek gerekiyor. Programın tamamını dinlemek yerine sadece kısa bir bölümünü dinleyip cımbızla çekip o bölümünü acımasızca eleştiren bir sektörde nedense hala herkesin tam katılım sağladığı bir derneğimiz bile yok. İşin kitabını  yazdık diyenlerin satır bile okumadığı “Bugün ki programında üzülerek sonuna geldik” diyen binlerce çalışanı olan ve sektörün biz en önündeyiz diyen ağabeyleri, ablaları sadece klip kanallarında röportajla müziğin nabzını tuttuğu için işleri yoğun tabi. Çok konuşup yazıyı uzatmakta istemiyorum ama durum vahim iletişim sanattır diyen insanların birbirinden kopuk olması da ayrı bir ironi. Temennim en kısa zamanda herkesin bir aya gelip aynı çatı altında toplanması.

  • Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Şu günlerde yaptığınız haberlerle hep “Sık Kullanılanlar” sekmesinde yeriniz ve takipteyiz. Başarı dilemek anlamsız ama hep böyle kalmanız dileğiyle…

Gelişmeleri Radyocular.com‘dan takip edebilirsiniz.

Related posts

Bir yanıt yazın

Required fields are marked *