Haber

Pal FM İlkim Kocamaz Röportajı!
Röportaj

Pal FM İlkim Kocamaz Röportajı! 

Pal FM’in hafta sonu program sunucularından İlkim Kocamaz bu hafta Radyocular.com’a konuk oldu ve sorularımızı cevapladı.

1) Merhabalar İlkim Hanım, radyoculuğa nasıl başladınız?

Benim jenerasyonumdaki pek çok kişi gibi günün her saati radyo dinleyen biriydim. Reklamcılık mezunuyum aslında. Okulu bitirip de Star TV’nin reklam biriminde işe başladığımda, işten kalan zamanlarımda oradaki radyolarda yayıncılığı öğrenebileceğimi düşünmüştüm. Düşündüğüm gibi de oldu, hatta fazlası oldu; reklamcılığı bırakıp tamamen radyocu oluverdim! Radyo serüvenime Joy FM’de yayıncı olarak başladım.

Daha sonra radyo programcılığının dışında uzun yıllar müzik direktörlüğü, yayın yönetmenliği, kreatif yapımcılık gibi farklı görevler de üstlendim.

Joy FM, Metro FM, Joytürk ve Koton Radyo’nun ardından şimdi Pal FM’deyim!

2) Pal FM’deki programlarınız hakkında bilgi  verir misiniz?

Pal FM’de her Cumartesi 11.00 ve Pazar 12.00’de başlıyoruz, önümüzde klişelerden arınmış üç saatimiz var. Eğlenceli, temposu ve modu yüksek bir yayın yapıyorum.

Çünkü saatim hafta sonu için tam bir “ayılma” saati. Kadın gözüyle ve esprili bir dille o haftaki popüler gündemden bahsediyorum. Moda bloggerı olmam sebebiyle stil ipuçları ve sezon trendlerini de veriyorum. Bunları yaparken mutlaka dinleyicilerimi de sosyal medya ile programa katmaya çalışıyorum. Astrolojiden astronomiye, modadan magazine aklınıza gelebilecek her konuda düşüncelerimizi paylaşıyoruz.

3) Sadece hafta sonları yayındasınız. Hafta içi neler yapıyorsunuz?

Liseden beri boş vakitlerimde takı ve aksesuar tasarlıyordum. Ve sonunda tasarımcı kimliğimle bu yıl kendi markamı kurdum: Mr. Fancy! Bay Fancy, genç ve stil sahibi bir erkek ve takı kullanmayı çok seviyor. Bende trend renk paletlerini ve podyum modasını izleyerek onun kombinelerini yaratıyorum.

Bugünlerde yeni sezon koleksiyonunun hazırlıkları var. Bir yandan sponsorluklar ve yeni lokasyonlara bakıyorum. Tabii tasarım, marketing, lojistik, CRM hepsi tek elden yürüyünce epey zaman alıyor.

4) Radyo ve radyoculara değer veriliyor mu sizce? Veya hak ettikleri yerdeler mi?

Bu soruya gerçekten “evet” diyen bir radyocu var mıdır? Hayır ve bunun birçok sebebi var. Yıllardır bu sebepler değişmediği gibi yenileri de eklendi bence… Eskiden “radyoculuk bir meslek olarak görülmüyor” derdik, medya sektöründe saygınlık bulamamaktan yakınırdık. Şimdi radyolarda bile radyoculara ihtiyaç duyulmuyor! Sosyal medya ya da dijitalde gün boyu etkin olan radyoların bir çoğunu açtığınızda yayında kimseyi duyamıyorsunuz. İki programcı yeter deyip bütün günü boş bırakan radyolar, bunu bir eksik olarak bile görmüyor. Sırf müzik dinleyecekseniz kişiselleştirdiğiniz bir akışı tercih edersiniz, neden bir radyoya gerek duyasınız ki? Sektöre en büyük kötülüğü yine yayınlarına önem vermeyen radyolar yapıyor yani…

5) Uzun yıllar mikrofondan uzak kaldınız Pal FM’de mikrofonun başına geçtiğinizde neler hissettiniz?

Heyecan! Aslında yöneticiliğini yaptığım Koton Radyo’da da dönem dönem stüdyoya geçip yayın yapıyordum ama tekstil sektörünün ihtiyaçları etrafınıza doğal olarak keskin çizgiler çiziyor, aynı şey değil. Pal FM’deki ilk yayınımda, hayatımda ilk kez program yapıyormuş gibi heyecanlandım. Zaten eşim teknik anlamda yardımcı olmasaydı, o yayının altından zor kalkardım.

Benim sessiz kahramanım ama şimdi teknik masaya alıştım, Türkçe Pop mantığına alıştım. Kısaca kaldığım yerden ama çok daha neşe ve enerjiyle devam ediyorum! Bir de çok şey biriktirmişim bu arada, bunun avantajını yaşıyorum!

6) Bu meslekte örnek aldığınız veya almış olduğunuz birisi ya da birileri var mı?

Ben Kadir Çöpdemir’i ve tabi özel radyolarda yayın yapan o ilk jenerasyonu dinleyerek büyüdüm. Tek tek isim vermek zor ama o dönemdeki programcılardan illa ki etkilenmişimdir.

Tabii zamanla kendinizi ve dinleyicinizi tanımaya başlayıp, yolunuzu çiziyorsunuz. Ama “Kimleri çok severek dinlersin?” derseniz, farklı tarzlarda birçok radyocu var aslında.

Sabahları eşimi (Fikret Kocamaz) dinler, hatta eleştiririm. Aralarda Ayça Şen’in web radyosuna geçerim. Bazen Burçin Acer, Rıza Esendemir. Akşamları yoldaysam Emel Yalçın, bazen Fırat Baran. Ve geceleri de Radyo Melon’da Melon Şapka’yı dinliyorum, beni dinlendiriyor.

7) Peki neden radyo veya neden radyoculuk diyede sorabiliriz?

Mantıklı bir sebebi olmadığı aşikâr.  Maddi imkânları, sunduğu fırsatları veya yıl içindeki tatilleri değerlendirmeyi düşünen biri radyoculuğu seçmez. Benim hikâyemin sebebi de birçok radyocununkiyle aynı: Sadece müzik ve mikrofon aşkı.

8) Hedefleriniz var mı? Varsa neler…

Son dönemde ulusal radyolardan uzak kalan biri olarak şu an alışma turlarındayım. Ama tabii bunun bir adım ötesi, tasarım işinden fırsat bulabilirsem hafta içi ve tamamen kişiselleştirdiğim bir program hazırlamak. Dinlediğim en deneyimli programcılarda bile bir rehavet, bir yılgınlık var. Ben on yıl aralıksız yayın yaptım, nasıl olduğunu biliyorum.Ama şimdi görüyorum ki, programda zaman doldurmak için bahaneler aradığım zamanlar şımarıklıkmış! Şimdi programın süresi anlatacaklarıma yetmiyor. Radyonun dışında ise, söylediğim gibi, markam ve yazarlık kariyerimle ilgili hedeflerim var.

Bu yılı kendime armağan ediyorum!

9) Radyocular.com hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Sektöre radyolar kadar hizmet eden bir platform olduğunu düşünüyorum. Biz her yana dağılmış işimizi yaparken, nerede neler oluyor kısmında nabız tutan, en önemlisi de hızlı ve dinamik bir yapısı var Radyocular.com’un.

Meslektaşlarım adına teşekkür ediyorum.

10) Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı ?

Sıradaki şarkı biraz daha beklesin, size anlatacaklarım var : )

Bize değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz…

 

Related posts

Bir yanıt yazın

Required fields are marked *