Haber

Akif Özcan (İncel Medya) Röportajı!
Röportaj

Akif Özcan (İncel Medya) Röportajı! 

Bu hafta İncel Medya Grubu bünyesinde bulunan radyoların Genel Yayın Yönetmeni ve Radyo Programcısı Akif Özcan’ı ağırladık. Başarılı yönetici ve radyo programcısı önemli açıklamalarda bulundu. 

Merhabalar Akif Bey, kısaca tanıyabilir miyiz sizleri?

İstanbul’da doğdum. Boğa burcuyum.  Amasya’lıyım. Galatasaray’lıyım. Evliyim 1 kızım var. İşine, eşine ve kızına aşık biriyim.

İşime de aileme de gereken özeni göstermeye çalışan biriyim. Dost canlısı, samimiyeti seven, yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmayan, herkese hak ettiği değeri vermeye çalışan biriyim.

 Mikrofonla tanışma hikayeniz nasıl oldu? Bizlere anlatır mısınız biraz?

Ağabeyimin öğretmeni radyocuydu onu dinleyerek radyo tutkum başladı. Çok aşırı bir şekilde radyo dinlerdim. Hiperaktif bir yapım olması ve insanlarla iletişim kurmayı sevmem sebebiyle bu işte kendimi gördüm. Çok istedim, uğraştım. İlk etaplarda internet üzerinden radyo deneyimlerim oldu.

O dönem ki Radyo Baycan’dan Emre ile Çalçene programını yapan arkadaş beni tesadüfen dinlemiş çok beğenince yardımcı olmak istemiş. Tanıştık sağ olsun o dönem beni Radyo Bakırköy’e götürdü. Görüşme yaptık ve 2 saatlik bir deneme yayını yaptıktan sonra beni kabul ettiler. Dehşet ve tarifi imkânsız bir mutluluk eşliğinde ilk profesyonelliğe adımı burada atmış oldum. (Emre’ye de her zaman minnettarım. Bazen birileri vesile olur ve kendinizi hayallerini kurduğunuz yerde bulursunuz.

Çünkü bazen çok başarılı insanlar kısmetsizlik ve şanssızlık gibi unsurlar sebebiyle maalesef hayallerine kavuşamayabiliyor.)

İncel Medya Grubu radyoları başarıdan başarıya koşuyor. Yönetici olarak ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Başta da söylediğim gibi bu işe aşkla bakıyorum. Radyo programımı da yöneticilik görevimi de canla başla yapmaya çalışıyorum. İncel Medya Grup Yönetim. Kurulu Başkanı Sn. Ekrem İncel’de hep arkamda olduğundan projeleri hayata geçirmek daha kolay oluyor. Bana olan güveni ve desteği için de ayrıca teşekkür ediyorum kendisine.

İlk Radyo Ekin vardı bu bünyede. Çok emekler verdik, çok çalıştık gerçekten. Ekip arkadaşlarımla beraber yayınlar, yayın arkası çalışmalar, prodüksiyon kısmı, konuk sanatçıları ağırlamaya kadar itinalı bir görev yürüttük. Ben emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma da çok teşekkür ediyorum. Bu vesileyle yakın zamanda mikrofonu başında yaşamını yitirerek bizleri derin üzüntüye boğan değerli radyo emektarı ağabeyimiz Muzaffer BADILLI’yı da sevgi, saygı, özlem ve rahmetle anıyorum.

Bünyemize daha sonra yıllardır pop müzik yayınlarıyla bilinen Delta FM’i kattık. Bu radyonun ismini ve tarzını değiştirdik. Damla FM olarak Arabesk ve Fantezi şarkılar çalarak yolumuza devam ediyoruz. Buraya da güzel bir ekip kurduğumu düşünüyorum. Arkadaşlarımızın güzel yayınları, benim de arka plandaki yönetimsel adımlarım, prodüksiyon çalışmalarım, sosyal medya kullanımı ve değişik PR çalışmarım oluyor. Diğer radyoları da fırsat buldukça dinleyerek fikir ediniyor, kendimizi zaman zaman farklı radyolarla kıyaslıyorum ve iyi kötü yanlarımızı belirliyor adımlarımı buna göre atıyorum. Radyo Hevi, ilk ve tek Kürtçe Müzik Radyosu olarak zaten apayrı bir yerde bizim ve dinleyenlerimiz için. Bu radyoda da kürt vatandaşlarımızın hassasiyetlerini gözeterek onların ruhuna hitap eden, onları coşturan güzel eserler yayınlıyoruz.

Tüm radyolarımıza elimden geldiğine özen göstermeye, hep daha iyiye taşıyabilmek adına şahsım ve ekip arkadaşlarımla beraber bir mücadele veriyoruz.

İnanıyoruz, çalışıyoruz ve şükürler olsun başarıyoruz.

Damla FM ile çok kısa zamanda geniş kitlelere ulaştınız bunun sebebi nedir?

Kaliteli ve hemen hemen sos sistem cihazlarımız ve ses kalitemiz, stüdyo ortamımız.

İnsanların dinlemek istediği, geçmişten günümüze efsane olmuş şarkıların yanında yeni nesil Arabesk-Fantezi güzel şarkılar çalıyor olmamız.

Çaldığı şarkılara hakim, sektöre yıllardır emek vermiş başarılı bir programcı ekibi kurmuş olmamız.

Programcılarımızın hem işini ciddi yapması hem de bu ciddiyetin içerisinde dinleyicilerimizin ruhundan anlaması ve onlara karşı samimiyeti.

Prodüksiyon çalışmalarımız.

Sosyal Ağlar ve web sitemizin güncelliği ve devamlı aktif hareket edişimiz.

Kısa zamanda sevilen sanatçıları dinleyenlerle buluşturmamız…

Yine diyorum, önce inanacaksın, sonra çalışacaksın sonra Allah’ın da izniyle başarı geliyor. İçimiz temiz, kendimizi biliyoruz, işimizi biliyoruz, radyo dinleyicisini tanıyoruz ve buna göre hareket ediyoruz.

Özellikle toplumumuzun radyo dinleme alışkanlığını kaybetmişken sanki yeniden kazanıyor. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yani evet bir dönem maalesef böyle bir şey hissettik ama yeniden radyo alışkanlığı kazanıldığını bende düşünüyorum.

E tabi bu alışkanlığın kaybolma sebebinin altında, işi bilmeyen amatör, kendini radyocu zanneden arkadaşlar var.

Bir radyo yöneticisi size yayın vermiş olabilir, ama bu o kişinin tam anlamıyla radyocu olduğunu anlamına gelmez.

“Ben sana vali olamazsın demedim ki, ben sana adam olamazsın dedim.” bu sözü şöyle değiştiriyorum.

Bu arkadaşlara yayın yapamazsınız demedim, radyocu olamazsınız. Elbet insan çok çaba sarf ederse bir yerlere gelebilir fakat o konumu hak etmek farklı bir olay.

İyi radyocular yetişirse, radyolar kaliteli duruş sergiler, güzel şarkılar çalar, reklam stratejisini günden güne daha iyiye taşırsa, insanlar sıkılmaz ve eskide olduğu gibi hayranlıkla ve bağımlı bir şekilde radyo dinlemeye devam edecektir. Radyo bizim, radyo hepimizin.

Kaliteyi düşürmeden “RADYO” denince itibarsızlığın oluşmasını önlemek gerçek radyocuların görevi, radyo severlerin görevi…

Son zamanlarda herkesin radyocu olabildiğini görüyoruz. Bu konuda hakkındaki düşünleriniz neler?

Yöneticilere bağlıyorum. Gerçekten bazı aşırı hevesli arkadaşlar yöneticileri çok yoruyorlar, çok ısrarcı oluyorlar. Geçmişte kırmamak ve radyoculuğa kazandırmak adına iyi niyetli benim de fırsat verdiklerim oldu tabii ki. Ama baktın ki olmuyor, zorlamanın da anlamı yok. Güzelce alıp karşına konuşacak ve bu işe yakışmadığını ve bu işi yapamadığını söylemek lazım insanlara. Maalesef 2-3 dinleyici bir kaç güzel kelam edince bu arkadaşlara kendilerini oldum zannediyorlar.

Faciaların önüne erkenden geçmemiz lazım, yoksa yukarıda bahsettiğimiz gibi kalite düşer ve maalesef radyo denilince bu kişiler de akla geleceği için.

Dinleyicilere de önemli görevler düşüyor, daha seçici davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu iş için doğuştan, Allah vergisi bir takım yeteneklerin de olması gerektiğine inanıyorum.

Sonradan illa ki insan kendine bir şeyler katabilir ama kişinin mayasında yoksa sonradan hevesle tutmuyor maalesef. Sonra açıp radyocu berbat sesler ve üsluplarla karşılaşıyoruz.

Radyodan konuşmuşken hem Radyo Ekin’de hem de Damla FM’de yayınlar yapıyorsunuz. Programlarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Her iki yayınımda da mizah var mutlaka. Radyo Ekin’de de Damla FM’de sabah programları yapıyorum. Her ikisinde de hem müzik ziyafeti sunuyorum. Hem de doğal sohbetler eşliğinde gülüyoruz, eğleniyoruz, coşuyoruz, bazen de duygu dolu anlar yaşıyoruz. Trafik durumu ve önemli gelişmeler hakkında da dinleyenlerimi bilgilendiriyorum programımda.

Takipçilerimiz radyolarınıza, programlarınıza ve size nasıl ulaşabilirler?

Yayınlarımızı hem karasal FM bandından takip edebilirler hemde internet ve mobil ortamdan dinleyebilirler. Yayınlarımıza da hem SMS yoluyla hem de sosyal ağlarını kullanarak mesajlarını ulaştırabilirler.

Son olarak radyocular.com ile alakalı düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Çok güzel bir proje olduğunu düşünüyorum. Radyo ve Radyoculardan haberlerin yer aldığı sektör hakkında bilgiler edindiğimiz sıcak bir site.

Severek takip ediyor ve başarılı çalışmalarınızın destekçisi olduğumu bilmenizi istiyor, röportaj için de çok teşekkür ediyorum.

Tüm meslektaşlarıma ve radyo severlere Sevgi ve Saygılarımı Sunarım.

Bize ayırdığınız değerli vaktinizden dolayı teşekkür ederiz.

Related posts

Bir yanıt yazın

Required fields are marked *