Haber

Yasin Çetin (Radyo Seymen) Röportajı!
Röportaj

Yasin Çetin (Radyo Seymen) Röportajı! 

Radyo Seymen’de akşam saatlerinde yayında olan radyo programı Karagöz’ün program yapımcısı ve sunucu Yasin Çetin, Radyocular.com’a konuk oldu. Muhabirimize çok özel açıklamalarda bulunan Karagöz’ün işte o röportajı;

İ.Y – Merhabalar Yasin bey, öncelikle sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?

Karagöz – Merhaba , ne kadar kısa olsun ? (gülüşme)

İ.Y- Sizin kısa anlayışınız ne kadar ise .

Karagöz – O zaman yandık. Sende radyocusun bilirsin bizim elimize mikrofon geçtiğinde bizi susturabilene aşk olsun. Gerçi ben radyo harici ücretsiz konuşmuyorum. Kelime başı taksimetre açıyorum diyormuşum.(gülüşme) Neyse şaka bir yana kendimizi özetleyecek olursak 07.12.1988 İstanbul Bakırköy doğumlu övünmek gibi olmasın Niğdeliyim son dört harfe dikkat! Bu arada sosyal medya da internette hakkımda sevenlerimizin hakkımızda iyi niyetli yazılarının çoğu şehir efsanesi bilgi kirliliği olduğundan doğrusu ilk defa bu röportajda size uzun uzun özgeçmişimi anlatarak vereceğim. İlkokul 5 e kadar Tahtakale Salih Şükriye Yoluç ilköğretim okulu  bir okul orta 1 Altınşehir Hayriye Gök ilk öğretim okulu orta 2 ve 3 ü Nejdet Semker İlköğretim okulunda bitirdim. Lise 1 Beylikdüzü 75.yıl Cumhuriyet Lisesi lise 2 ve 3 Sefaköy Şehit Binbaşı Bedir Karabıyık lisesinde fen bölümü bitirdim. Millet fen bölümlerine inek derdi ama ben lisede fen bölümü öğrencisi olarak defter kitap götürdüğümü kravat taktığımı hatırlamam. Ama bunun sebebini de hala bulamam.Harbi ya sebebi neydi ki ? (gülüşme) Bu kadar çok okul gezmemin nedeni orta 1-2-3 ve lise 1 yatılı yurttan okula gidip geldiğimden dolayı. Doğduğum mahalle İstanbul’un çok kenar bir mahallesiydi. Hala da gelişmiş sayılmaz. Ben ikinci sınıfa gidene kadar evimizde elektrik ortaokula gidene kadar şebeke suyu yoktu. Yol desen söylememe gerek var mı? Neyse bunları olayı dramatize etmek için söylemiyorum fark ediyorsun gülerek gözlerimin içi parlayarak anlatıyorum. Lisede zaten Sefaköye taşındık.”İnönü çocuğuyuz yani. Ayıkıyon mu gardaş?” (gülüşme ) Bilgisayarımız yok ama sokakta çelik çomağımız vardı. Bilgisayar devlet dairesine bile yeni gelmişti. Biz bunu yaşayan son efsane nesil olan 88’lilerin şanslı olanlarındandık. Mesleki kariyerimde bu çocukluk yıllarım beni çok besledi. Lise bitince Eskişehir Üniversitesi İktisat Fakultesi Kamu Yönetimi bölümüne girdim.Çok sıkılmış olacağım ki 4.sınıftan bıraktım.(karagöz kendi kendine) Allah o istatistik dersinin canını almasın. Pardon sesli düşündüm. Bir taraftan da lise biter bitmez kendimi Önce üstün sanat tiyatrosu ardından İstanbul sanat komedi tiyatrosunda profesyonel tiyatroda oyuncu olarak bu işten para kazanan biri olarak buldum. Kışın sezon açılmadan yazın provalar yapılırken iki ekipte de ufak bir rolle işe başlamış daha oyun sahnelenmeden başrolleri kapmışım. Yetenek ya da şeytan tüyü işte bir şekilde bir yerdeydik. Sayısal bölüm mezunu eşit ağırlık puanıyla kamu yönetimi okuyor tiyatro ile ilgileniyordu. Haydi bakalım hayırlısı diyordum kendime. Daha sonra okulu 3 sene veremediğim istatistik gibi adını bile hatırlamak istemediğim 2 ders yüzünden 4. sınıfta bıraktım. O sene hemen sınava girip kendimi gerçekten ait hissettiğim ve mutlu olacağıma inandığım bölüme attım. İstanbul Aydın Üniversitesi Drama ve oyunculuk bölümünü yetenek sınavına girerek %50 burslu olarak kazandım. Bu sene 4. senem ve buradan gerçekten mezun oluyorum.Demek ki buymuş diyorum.

İ.Y – Peki Radyoculuk kariyeriniz nasıl başladı?

Karagöz – Hay ağzın bal yesin. Bende diyorum beni ne zaman durduracak.(gülüşme) Lise biter bitmez tiyatro vasıtası ile Hacivat Karagöz oynarken bir abla kart verdi dedi benim oğlum organizatör Hacivat Karagöz lazım oluyor hem de radyocu dedi. Birden içimde bir şey koptu. Çünkü çocukken yaşadığım elektriği olmayan mahallemize 2.sınıfta okurken elektrik gelse de bir gün var üç gün kesin çalışmadan kesilirdi.2 tuşlu reset ve up tuşlarından ibaret pilli radyom da Kral FM dinlerdim. Bir TRT birde Kral çekerdi.(karagöz kendi kendine )Bir saniye ne oluyor ya ,kendimi kötü hissettim . (Kahkaha atar) Eski dedeler gibi bir tek şu radyo çekerdi, su yoktu. Şaka bir yana kuşak değişiyor herhalde. Neyse o zamanlardan vardı içimde. Bu organizatörle aynı gün telefonlaştım. Oda ben yaşlarımda Şerif çulcu diye bir arkadaştı. Sonradan çok ciddi ahbap olduk 10 seneye dayandı hala canciğerizdir. İlk profesyonel radyo deneyimi mi bana yaşattı. Kendi çalıştığı radyoda İstanbul Küçükçekmece-Silivri arası 90.6 frekansından yayın yapan gerçek radyo da Yasin’le Ertelenmiş Saatler adıyla yayın yapıyordum hafta sonları. Sonra aradan 3 ay geçti. Birden bir fırsat oluştu Meltem Radyo Genel Yayın Yönetmeni İsmail Sefer ağabey ile tanıştım. Bana gel burada ulusal radyoda yayın yap dedi. Tabi Gerçek Radyo da iken dinlemiş olacak ki bende hemen kabul ettim. Daha sonra burada 2 yıla yakın yayın yaptım. Birde Meltem Medya Grubuna ait Özlem TV’i vardı. Burada 3 ay kadar vjlik deneyimi de yaşadık. Öyle bir furya yakalamıştık ki 2008 de yolda sinemada insanlar tanıyordu. Saatlerce muhabbet edilmek üzere her yerde alıkonuluyorduk. Oradan tatlı bir şekilde maddi yetersizlikten dolayı ayrılıp 91.8 İstanbul’un Sesi Radyosuna geçtim. O esnada bu radyo sende bilirsin Kanal 7 grubundan yeni satın alınmış ismi hariç format vs her şey değişerek adeta yeni kurulmuştu. Meltem radyodan birkaç arkadaş İsmail Adıyaman, Volkan Kantaş yayın yapmaya başladık. Orada sabah 06:00 – 09:00 arası karagöz olarak yayın yapıyordum.Çünkü Meltem Radyoya geçtiğimde İsmail ağabey bana sahnede yıllarca hep karagöz oynadığım için hep adım yerine karagöz diyordu ve öyle de kaldı.Sabah show programında kendimi bulmuştum.Bir sloganım vardı.”Hocadan önce ayakta ,sabah 6 da radyonda , evde işte arabada vapurda karagöz” “Karagöz güneş doğdukça radyolarınız da ” vel hasılı şükür öyle oldu. Orada bir sene çalıştım yok yere alakam olmayan bir sebepten işi bırakmıştım.Sonra Radyo 2000 de sabah programına devam ettim. Ama 2011 Ağustos ayında Radyo Seymen ile tanışmamla bu bütün geçmişi birikimi bir kenara bırakıp tamamen bambaşka bir radyoculukla tanışmam gerekiyordu.

İ.Y –  Seymen Radyo sizin için bir dönüm noktası oldu gibi görüyoruz. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Karagöz – Olmaz mı gardaş la? Başını yesin Hemide nasıl ? (gülüşme) Bak Seymen der demez bile hemen konuşma kayıyor. Radyo Seymen ile alakalı ilk şunu demek isterim. Değerli patroncuğumun hacımın 05 Mustafa’nın radyoculukta devrimidir. Bu ülkeye armağanıdır. Bunu gerçekten kalben söylüyorum. Çünkü Radyo Seymen’e kendimle alakalı bir proje nedeniyle 1 sene ara vermiştim. O zaman bile haftada 2-3 defa Mustafa ağabeyle görüşürdük. Benim gözümde bir medya patronundan ziyade “ağabey”dir. İlla ki Radyo Seymen’in başarısında bizim yayıncıların ekibinde büyük katkıları var ama başarının altında bir isim olacaksa oraya Mustafa Ödübek yazılır. Niğde’li olmam ve en başta bahsettiğim gibi bir mahallede büyümek sürekli okul değiştirip değişik psikoloji kültür farkı olan insanlar görerek büyümek işte beni Radyo Seymen’in gerçek Karagöz’ü yaptı. Kariyerimin zirvesine tırmandığım bir dönemi bana sundu. Bende elimden geldiğince dilimin döndüğünce doğallıktan asla ödün vermeden(işin zevkli kısmıda tam bu ) mikrofonun hakkını vermeye çalıştım. Başarı bir şekilde verdiğimiz de hayranlarımız fanlarımız tarafından söyleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama.

İ.Y – Radyo Seymen araştırmalarda üst sıralarda görünüyor. Sizce neden Radyo Seymen bu kadar çok dinleniliyor?

Karagöz – Bence üst sıralarda değil şuanda 1.sırada ama ölçümlemelerde Türkiye geneli 3. gözüküyor. Sebebi çok açık. Yıllardır tek tip yayıncılık yapıldı. Ve her programcının her saniye sosyal mesaj verme gibi bir derdi vardı. Biz insanları sıkıntılarından uzaklaştıracak keyiflendirecek düşünmeden biraz olsun alıkoyacak şekilde gönül hizmetçiliği yapıyoruz.

İ .Y – Sosyal mesaj konusuna değinmişken internette sizinle alakalı araştırma yaparken bir kaç yerde fanlarınız yazmışlar sormuşlar denk geldik her program sonunda “Hoşçakalın, terli terli soğuk su içmeyin. Buda programımızın sosyal mesajıydı” diyerek bitiriyorsunuz. Bunun anlamı nedir?

Karagöz- (güler) Programda konuştuklarım bilinçli olarak ceviz kabuğunu doldurmayacak kadar boş konuşmadır. Niğde havaalanı esprisi dışında. Her saniye bıdı bıdı sosyal mesaj vermeye çalışan radyo programcısı arkadaşlar varken ben eksik kalayım diyorum.

İ.Y – Niğde Havaalanı esprisi nedir?

Karagöz – (kahkaha atarak) kendimi alamıyorum. Sene 1995 bundan tam 20 yıl önce Niğdeye siyasi ağabeyler gelir. Derler ki oyunuzu bize verin size havaalanı yapacağız. Bir tabela dikerler Niğde havaalanı inşaatı diye(bunun fotoğrafını internette bulabilirler) . Yıl 2015 üzerinden 20 yıl geçer. Büyük devletimiz tabela parasından başka birde o tabelayı bekleyerek emekliliğini doldurup emekli olan dayıların maaşından başka masraf etmemiştir. Şuan o tabelayı güvenlikte beklemiyor. Niğde havaalanı inşaatı tabelası hala orada. Halk gönüllü olarak muhafaza ediyor. 20 yılda haliyle biraz korozyona uğradı. Bunu da ben düşündüm. O topraklara minnet borcumu ödemek adına bende ışıklı led bir tabela yaptırıp yenileyeceğim. Artık yıl 2015 dimi ışıklı tabela falan çıktı. Niğdeli bir mucit güneş enerjisini gündüz elektriğe çevirip depolayacak akşamda hava kararınca otomatik led ışıklı yeni inşaat tabelamıza verecek bir düzenek icat etti. Bizde üzerimize düşeni yapmış olacağız. Tabi inen uçakların yoğunluğundan fırsat bulabilirsek. Seçim günleri milletvekili adaylarımız yaptırdıkları havaalanıyla her saat başı Ankara Niğde arası mekik dokuyor ama şansımızı deneyeceğiz.(güler ve sonra durur) Aslında bu duruma ağlanmalı ama biz değil onlar ağlasın.

İ.Y –  Bu zamana bir kaç radyoda da görevler yaptınız. Radyo Seymen’in size ne gibi artıları oldu?

Karagöz – Özüme döndüm. Koyu bir memleket milliyetçisiyim. İstanbul da her gün 3 saatte olsa memleketimin şivesini konuşmama fırsat buluyorum. Ve karşımdakilerde bunu anlıyor. Bundan daha büyük bir artı var mı ?

İ.Y –  Bazı Radyo ve Müzik Portalları radyonuzu haksız yere eleştirebiliyor. Bu konuda kızgın olduğunuzu biliyoruz doğrumu?

Karagöz – Yok Artık gülüyorum. Yıllardır anlamını bile bilmedikleri yabancı müzikleri ezberlemeye çalışan kendine işkence eden insan zihniyetinde ki, arkamızda holding olmadığı için bu portalım diye gezinen kişileri el altından besleyemediğimiz ve bilinçli olarak beslemediğimiz kişiler tarafından eleştiriliyoruz. Onlara yem atmayacağız. Onlar pop-yabancı ilk 10 da olmayan radyo önlerinde takla atsınlar.

İ.Y – Aynı zamanda 1. Radyo Oskarlarında birçok dalda adaysınız. Radyo olarak nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?

Karagöz – Dürüst olayım. Oylamanın dürüstlüğüne çok güveniyorum. Ama bizim dinleyicimizin hepsi sosyal medya ile entegre değil. Oylama da internetten olacağı için sürpriz olur mu bilemiyorum. Her ay sonunda halk zaten ölçümleme raporlarını gelince düzenli olarak ödülümüzü veriyor.

İ.Y –  Son olarak radyocular.com ile alakalı düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Karagöz – Sektörde işini doğru dürüst layıkıyla yapan ve hep böyle yapacağına inandığım radyo portalları arasında. Hmmm Sonra Parti kurun oy verelim , Kırmızı ışık olun sabaha kadar usanmadan önünde bekleyelim , Nöbetçi eczane olun fellik fellik arayıp bulalım.Daha söyliyim mi ? (gülüşme )

İ.Y –  Bize ayırdığınız değerli vaktinizden dolayı teşekkür ederiz. Eklemek yada sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı ?

Karagöz – Buradan Başakşehir Belediyesinde çalışan babama Sefaköy’ de ki anama Almanya’da ki kuzenlerime…(gülüşme ) Herkese selamlar. Hoşçakalın terli terli soğuk su içmeyin.

Related posts

Bir yanıt yazın

Required fields are marked *